“Yeşilin hukukunu korumak insanlığın hukukunu korumaktır”
Demirören Grubu’nun borçlarına karşılık Ziraat Bankası’na devredildikten sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın devreye girmesiyle imara açılan Kemerköy’deki yeşil alan talanına karşı başlayan direnişin 12. gününde eski başbakan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile eşi Sare Davutoğlu destek ziyaretinde bulundu. Kendisinin de talan edilen Göktürk’te oturan bir komşuları olduğunu belirten Davutoğlu, “Yeşilin hukukunu korumak insanlığın hukukunu korumaktır” dedi.
Öğle saatlerinde Göktürk Yeşil Kalsın Girişimi’nin direniş noktası haline gelen Kemerköy girişindeki direniş çadırına gelen Ahmet Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu, pankart ve sloganlarla karşılandı. Göktürk Yeşil Kalsın Girişimi Sözcüsü Gülseren Onanç, “İki Göktürklü daha aramızda” dedi ve destekleri için teşekkür ederek yakalarına rozet taktı. Onanç, “Bundan sonra da sizi destekçimiz olarak aramızda görmek istiyoruz. 31 Ekim sabahı 650 polisle Kemerköy’ümüz abluka altına alındı ve bu yeşili kendi elleri ile büyüten, bu ekosistem içinde yaşayan bizleri şiddet uygulayarak inşaat şirketlerinin kepçelerine yol açtı. Biz 13 gündür işgal altındayız. Sizin de deprem anında gelebileceğiniz yeşil alana 500’e yakın konut yapılacak. Bunları buradan göndereceğiz” diye konuştu.
Davutoğlu ise yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Yeşil alanın korunması amacıyla verdiğiniz mücadele için sizlere bir teşekkür borçluyuz. Bu mücadele Göktürk’le, İstanbul’la sınırlı değil tüm Türkiye çapında verilmesi gereken bir mücadeledir. Başbakanlığımın son günlerinde bugünkü iktidar sahipleri ile aramızdaki en büyük ihtilaf konusu, ben bir imar yasası çıkararak Türkiye genelinde imar rantını sona erdirecek ve bütün rantiyeci kesimlerin karşısında ülkenin tüm yeşilini koruyacak bir çaba içindeydim. O zaman bundan rahatsız olan imar ve faiz rantiyesi hep beraber bunu engelleme çabası içine girdiler.
Son yıllarda Türkiye’nin her yerinde söz konusu olan betonlaşma, imar rantı, bu rantlar üzerinden bir anda zenginleşen kesimleri görüyorum. Bu betonlaşma ve imar rantına karşı mücadele eden kim olursa olsun, ister İstanbul’da Göktürk’te ister Hakkâri’de, ister Ağrı’da ister Muğla’da hep beraber omuz omuza bu mücadeleyi vermemiz lazım. Ülkeyi asla imar rantçılarına teslim etmeyeceğiz. Onların küçük çıkarları için ülkemizin yeşilini, çevresini, doğasının yok edilmesine izin vermeyeceğiz. İkincisi bir İstanbullu olarak sesleniyorum; İstanbul bize sadece eski nesillerin bir emaneti değil, gelecek nesillere bizim borcumuzdur. Burada da olduğu gibi İstanbul’un nefes aldığı ve asırlarca yeşilini korumuş Kuzey Ormanları da dâhil olmak üzere imar rantının yol açtığı çirkin yapılaşma ve gökdelenler şehrin hemen her köşesinde… İstanbul’un talan edilen çehresine karşı sizin gösterdiğiniz davranış hepimiz için örnek bir davranıştır. Ayrıca komşularınız olarak da teşekkür ediyorum. Nihayet Göktürk, bu alan yeşilin korunduğu bölgelerden birisi olan Göktürk için hem bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, hem de bir Göktürklü komşunuz olarak yanınızdayız, destekçiniziz. Bu yeşili katletme çabasını arkasındaki hukuksuzluğu ciddi bir şekilde ortaya çıkaran rant kavgasını hepimiz biliyoruz. Ama hepimiz şunu da bilelim ki, mikro düzeyde görülen sorunlar makro düzeyde siyasi iletişim olmadan doğru bir düzeye oturmaz. Onun için bu yolsuzlukları, çürümeyi ve çevre katliamını durdurmak üzere birbirimize destek olacağız.”.
Ziyarete katılan Sare Davutoğlu da “İstanbul’a her uçaktan inişte biraz daha betonlaştığını görmek içimi en acıtan şeylerden biridir. Bahçelievler’den buraya taşınmamızın ana gayesi biraz daha yeşil ortamda yaşamaktı, ama maalesef imar rantı hiçbir hakkı dinlemeden tüm yeşili ele geçirmeye çalışıyor. Bu mücadelenin başarılı olacağına inanıyorum. Bu evleri alırken yeşille beraber sahiplendiniz ve bunun Türkiye’nin diğer alanları için de örmek olacağını umut ediyorum” dedi.
GYKG gönülleri daha sonra, inşaat şirketinin gasp işgal ederek kendine yol açtığı İSKİ’ye ait araziyi gezdirerek Davutoğlu ailesine bilgi verdi. Dr. Pınar Beart da inşaat yapılmak istenen arazinin İstanbul’un en büyük deprem toplanma alanı olduğuna dikkat çekti.