Doğama, ormanıma, deprem toplanma ve barınma alanlarıma DOKUNMA!
Deprem toplanma ve barınma alanlarının ranta kurban edilmesine itiraz eden kent ve doğa savunucusu oluşum ile Sivil Toplum Kuruluşları, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü önünde buluştu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a iletilmek üzere ortak dilekçe vererek bu talana bir an önce son verilmesini talep eden kent ve doğa savunucuları, daha sonra bir basın açıklaması yaptı. “İstanbul’un çok acil, hemen şimdi amacına uygun nitelikte deprem toplanma ve barınma alanlarına ihtiyacı var. Kaybedecek 1 metrekare yeşil alana bile tahammülümüz yok” denildi. Deprem toplanma ve barınma alanlarındaki yağma-talan projelerinin hemen durdurulması, ormanlardaki tahribata son verilmesi istendi.
İstanbul kent ve doğa savunucuları adına açıklama yapan Göktürk Yeşil Kalsın Girişimi Eş Sözcüsü Gülseren Onanç’ın yaptığı açıklama şöyle:
Sayın Murat Kurum
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı,
Acımız da öfkemiz de büyük… Kahramanmaraş Depremi’nin yarattığı büyük can kaybı ve hasar, deprem sonrası yaşanan koordinasyonsuzluk ve 23 gün geçtiği halde devam eden barınma sorunu 1999 Gölcük Depremi’nden hiçbir ders alınmadığını gösteriyor.
Oysa 1999 depremi sonrası AKUT ve Valilik iş birliği ile İstanbul’da binlerce toplanma ve 470 barınma alanın belirlenmiş, kentin her yeri afet müdahale konteynerleri ile donatılmıştı.
Bugün ise 470 barınma alanından geriye sadece 77 tane kaldı. 393 barınma alanında bugün AVM, otel, rezidanslar yükseliyor. Geriye kalan 77 barınma alanı da hala risk altında. Avrupa Yakası’nın en büyük barınma alanı olan Kemerköy’deki 200 bin metrekare yeşil alan bakanlığınızın “rezerv alan” kararı ile, 100 bin metrekare yeşil alan da Eyüp Sultan Belediyesi’nin satışı ile betona boğulmaya başlandı.
Aynı şekilde Çekmeköy’deki Anadolu Yakası’nın en büyük deprem barınma alanları olan park ve askeri arazi de ranta kurban ediliyor. Ayrıca İstanbul’daki eski askeri alanların hepsi birer birer rant projesine dönüştürülüyor.
Deprem sonrası yayınlanan OHAL kararnamesi ile orman ve meraların da yapılaşmasının önü açılmış oldu.
İstanbul’da deprem toplanma alanlarının durumu da tam bir garabet. Kent içinde mezarlıklar dışında yeşil alan kalmayınca küçücük parkların yanı sıra, viyadük altı, gökdelen avlusu, benzin istasyonu önü gibi çok riskli yerler toplanma alanı olarak gösteriliyor.
Geçtiğimiz hafta deprem riski nedeniyle tahliye edilen 93 okuldan en az 38’i de deprem toplanma alanları arasında yer alıyor.
Bugün İstanbul’un nüfusu resmi rakamlara göre 16 milyon, aldığı ve deprem sonrası almaya devam ettiği göç ile 20 milyonu aşmış durumda. İstanbul’un çok acil, hemen şimdi amacına uygun nitelikte deprem toplanma ve barınma alanlarına ihtiyacı var. Kaybedecek 1 metrekare yeşil alana bile tahammülümüz yok.
Sayın Bakan,
İstanbul kent ve doğa savunucuları olarak sizi, bakanlığınızın görev ve sorumluluklarını yerine getirerek, deprem toplanma ve barınma alanlarındaki yağma-talan projelerini derhal durdurmaya, ormanlardaki tahribata son vermeye davet ediyoruz.
Aksi takdirde belki de yarın gerçekleşecek olan büyük İstanbul Depremi’ndeki kayıpların bir numaralı sorumlusu siz olacaksınız.
Derin kaygılarımızla!
Aydos Ormanı Savunması, Beykoz’u Savunuyoruz Platformu, Burgazada Orman Gönüllüleri Platformu, Göktürk Yeşil Kalsın Girişimi, Kadıköy Kent Dayanışması, Kuzey Ormanları Savunması İstanbul Forumu, Politeknik Derneği, Türkiye Ormancılar Derneği Marmara Şubesi. Ümraniye Kent Savunması, Validebağ Gönüllüleri
Adına Gülseren Onanç